-
Sedat Kaya
Tarih: 01-09-2024 17:18:00
Güncelleme: 01-09-2024 17:18:00
'BARIŞ' DiYE DİYE GÖÇTÜ BU DÜNYADAN
Her 1 Eylül sabahı onun mesajı düşerdi telefonuma.
"Καλή Ημέρα Ειρήνης. Ζήτω η Αδελφότητα των Λαών."
Türkçesi.
"Barış Günü Kutlu Olsun. Yaşasın Halkların Kardeşliği."
Alekos Papadopoulos'tu o.
Arkadaşım, meslektaşım, Yunanistan'da sürgündeki dostum Aleko.
Hiç aksatmazdı.
Mutlaka ama mutlaka her 1 Eylül'de Dünya Barış Günümü kutlar, Datça'daki etkinlikler ile ilgili bilgi alır, kendi okuyucusuna aktarırdı.
Yıllar önce Datça Yunuslarının "Türk-Yunan dostluğu"nu vurgulayan bir pankart ile yüzmesini manşete taşımıştı.
Yunan faşistlerinin ağır hakaretlerini göze alarak.
Aleko bir Anadolu Rumuydu.
1934 yılının 25 Mayıs'ında İstanbul'da açtı gözlerini dünyaya.
Sıraselviler'de Alman Hastanesi'nde.
Beyoğlu sokaklarında büyüdü.
Rum kilisesinde vaftiz olurken, yan camiden ezan okunuyordu.
Soluduğu Ramazan pidesinin kokusuydu.
İstiklal'i aşındırdı delikanlılığı.
İlk aşkı bir Türk kızıydı.
Türkan.
Platonik aşktı.
Sevgisini bir türlü açamadı kıza.
Çünkü aynı mahallenin öteki insanıydı.
İstanbul'da okudu.
Sonra askere aldılar.
Erzurum 220. Piyade Alayı’nda yedek subay yaptılar.
Şanslıydı.
Ondan öncekiler 40'larda askere alınıyor, amele yapılıyordu.
Badem içi sarısı tek tip üniformalarla.
Adı "Amele Taburu"ydu.
Ellerine silah değil, kazma kürek veriliyordu.
Bilim insanlarına, sanatkarlara, aydınlara, yazarlara yol köprü inşa ettiriyorlardı.
Tıpkı Naziler'in yahudilere yaptığı gibi.
Bu toprağın Rumu, Ermenisi, Yahudisi iç düşman sayılıyordu.
Gavurdu onlar(!)
Rum tohumu, Ermeni dölü, Yahudi piçiydiler.
Alekos şanslıydı.
Askerde bunları yaşamadı.
Vatan görevi biter bitmez yine İstanbul'a döndü.
Gazeteci olmuştu.
İstanbul'da Rumca çıkan Embros gazetesinin yazı işleri müdürüydü.
Yıl 1955'e geldi.
Eylül'ün 6 ve 7'si.
Türkiye'deki Rum, Ermeni ve Yahudi vatandaşlarımıza karşı yeni bir saldırı başlamıştı.
Devlet desteğinde eli sopalı, gözü dönmüş gerici, ırkçı, milliyetçi sürüler evleri, işyerlerini basıyordu.
Dövüyor, tecavüz ediyor, hatta öldürüyorlardı.
Özellikle Beyoğlu'nda azınlık katliamı yaşanıyordu.
Her yer talan ediliyordu.
Damarlarında asil kan(!) taşıyan ırkçı yobazlar bağırıyordu.
"Vatandaş Türkçe konuş!"
Müslüman ve Türkçe konuşmayana bu topraklarda yaşama hakkı yoktu.
Azınlıklara "defolun buradan" deniliyordu.
Ama iyiler de vardı.
Ve o iyiler gizli saklı azınlıklara yardım ediyordu.
Tarih 15 Eylül 1955 olmuştu.
Aleko daktilonun başına geçti, gazeteye makalesini yazdı.
“Ülkemizde kalacağız. Burada yerimizde kalacağız. Kiliselerimizi yeniden yapmak, ölülerimizi gömmek, okullarımızı, işyerlerimizi, evlerimizi toparlamak için biz Rumlar düştüğümüz yerden doğrulacağız. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, dedelerimizin ve babalarımızın -şimdi kırık dökük de olsa- mezarlarının bulunduğu bu ülkede kalacağız.”
Kalamadı.
Dededen toruna, yüzlerce yıl bu vatanın insanı olan Aleko, ata toprağını terketmek zorunda kaldı.
Kucağında 3 yaşında yavrusuyla.
60 yıldan fazla gurbette yaşadı vatan toprağı özlemiyle.
Onca baskıya, onca zulme ve onca acıya ragmen içinde gram kin ve nefret duymadı Türk insanına.
Aksine tatlı anılar yaşattı belleğinde.
Türkiye'yi, İstanbul'u, gençliğinin Beyoğlu'nu hep özlemle andı.
Türk arkadaşlarını, kurduğu dostlukları unutmadı.
Özellikle de ilk aşkı Türkan'ı.
Üç yıl önce kaybettik Aleko'yu.
Bana son mesajı şöyleydi.
"İnandıklarımı ifade eden mesajımı, kardeşlikten yana bir zihniyetle gündeme getirdiğin için candan teşekkür ederim. Sadece iki üç olumsuz ve lakayıt ciddiye alınmayacak ırkçı mesajlar dışında, bende yarattığı hayranlık duygusunu da itiraf etmeliyim. Kardeşliğe dair olan inancıma her daim sadık kalarak, kini körüklemeden zevk alanları da sevgi ile selamlıyor ve günün birinde ışığı, güneşi görebilmelerini içten ve yürekten diliyorum."
Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü.
3 yıldır Aleko'dan mesaj gelmiyor.
Yaşasaydı asla ihmal etmezdi.
Üzgünüm.
Sen de üzgünsün değil mi Petro Bülbüloglu ?
Ak saçlı, ak sakallı, ak yürekli dostumuzu özledin değil mi?
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- MAKİNALAR STOP ABİ❗
- EZOP, ESHİLOS, DATÇA VE HALK DALKAVUKLUĞU
- DOKUNAN YANAR YIKAN ALTINDA KALIR‼️
- CELAL
- FENERBAHÇE HAKLI MI?
- YEREL SEÇİM YALANLARI
- PAPAZ DİMİTRİ'NİN TORUNU ELENİ
- MESUT YAR'IN HAVUCU MİNE HANIMIN YUMRUĞU
- Bu Futbol Federasyonu artık yok hükmündedir.
- GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK
- TEHDİT EDİLDİM
- DATÇA'DA BİR KADIN NEDEN AĞLAR?
FACEBOOK YORUM
Yorum