içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

KIBRIS BARIŞ HAREKATI
Tam 50 yıl önce bugün, 20 Temmuz 1974 Cumartesi, Türk ordusu, sabah 06.05'ten itibaren Kıbrıs’a havadan indirme ve denizden çıkarma yapmaya başladı. Kıbrıs'a ayak basan ilk Türk askerleri, paraşütçülerdi.
Başbakan Bülent Ecevit, çıkarmanın hemen 5 dakika sonrasında, saat 06.10’da şu açıklamayı yaptı:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma hareketi başlamış bulunuyor. Allah; milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz."
*****
Gelin, önce tarihin sayfalarını açalım ve bu barış isteğiyle gerçekleştirilen harekâta nasıl gelindiğine bakalım:
15 Temmuz 1974, Pazartesi…
Kıbrıs'ta bir darbe yapıldığı haberi, Lefkoşa'da bulunan Türk Büyükelçiliğinin gönderdiği şifreli mesajla sabah saatlerinde Türk Dışişleri tarafından öğrenildi. Kıbrıs'taki durumun Türkiye'nin bir askeri müdahalesini gerektirecek kadar ciddi olduğu değerlendirmesini yapan Türk Hükümeti, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Garanti Antlaşması'nın garantör devlet olarak Türkiye'ye verdiği müdahale hakkını kullanmadan önce diğer bir garantör devlet olan İngiltere'nin yetkilileriyle görüşerek birlikte hareket etmek üzere girişimde bulundu. İngiltere kabul etmezse Türkiye'nin yalnız başına hareket etmesi, görüşmeler sırasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin hazırlık yapması kararlaştırıldı.
16 Temmuz 1974, Salı…
Dışişleri yetkilileri, bu düşünce ve planlarını İngiltere ve ABD'nin Ankara büyükelçiliklerine bildirdi. Muhalefet partilerinin başkanlarıyla da üç saate yakın bir toplantı yapan Başbakan Bülent Ecevit, ertesi gün konuyu müzakere için Londra'ya gitti.
17 Temmuz 1974, Çarşamba…
Türkiye heyeti; İngiltere Başbakanı Harold Wilson, İngiltere Dışişleri Bakanı James Callaghan ve Kıbrıs meselesini görüşmek üzere Londra'ya gelen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco ile ayrı ayrı görüşmeler yaptı. İngiltere ve ABD, konuya Türkiye gibi yaklaşmamaktaydı. Bu arada Türkiye'de Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ve Maliye Bakanı Deniz Baykal, muhalefet partilerinin başkanlarıyla bir toplantı yaptı. Toplantının sonunda tüm muhalefet parti başkanları, Hükümetin kararlığını görerek bu girişime destek verdi. Türk milleti, bağımsızlığı söz konusu olduğunda; yine tek yürek olmuştu. En başından bu yana ve hep ve daima olacağı gibi…
18 Temmuz 1974 Perşembe, akşam saat 20.30…
Türk heyeti, Londra'dan Ankara'ya dönüş yapmak için hareket etti.
19 Temmuz 1974 Cuma, saat 02.00…
Başbakan Bülent Ecevit, Esenboğa Havaalanı’na varır varmaz Genelkurmay Başkanlığına geçti ve orada komutanlarla bir toplantı yaptı. İngiltere'deki görüşmelerin aktarıldığı ve hazırlıkların gözden geçirilerek ortak akıl ile mutabakatın sağlandığı bu toplantı sonucunda Başbakan Bülent Ecevit, harekâtın amacının “BARIŞ”, adının ise "BARIŞ HAREKÂTI" olduğunu belirtti. Genelkurmay'daki toplantının ardından Bakanlar Kurulu toplanıp oy birliği ile Kıbrıs'a müdahale kararı aldı. Bakanlar Kurulunun yazılı kararı, 19 Temmuz 1974 sabah saatlerinde Genelkurmay Başkanlığına ulaştırıldı.
Dedim ya: Tam 50 yıl önce bugün, 20 Temmuz 1974 Cumartesi, saat 06.05…
Önce Türk uçaklarının bombardımanı. Ardından Hava İndirme ve Komando Tugayları, Gönyeli ve Kırnı bölgelerine inmeye başladı. Bazıları farkında değildi ama bir destan yazılıyordu.
Ama savaş değildi istenen...
*****
Mersin’den, Ertuğrul ve yanında 33 çıkarma gemisi ile birlikte; Donanmanın koruması altında hareket eden Çakmak Özel Kuvveti de komando birliklerimizle eş zamanlı olarak Girne’nin batısında dar ve sığ bir plaj olan Yavuz plajına, uçaklarımızın ve deniz topçusunun desteğinde çıkmaya başlamıştı.
Savaş değildi istenen. Bin yıllardır süre gelen evrende aynı Atalarımızın düşünceleri gibi tüm bu harekât, tüm bu çıkarma ve yapılanlar barış içindi.
"Ayşe, tatile çıkmıştı..."
BARIŞ'tı istenilen ve aranan, erkek çocuklara ismi konulan, uğruna mücadele edilen; Ulu Önderimiz Mustafa kemal ATATÜRK’ün dediği gibi, YURTTA VE DÜNYADA BARIŞ’tı...
Minnettarım Atalarım…
Kutlu olsun yurduma. Kendini bu vatana ait hisseden, soysuzu hariç tüm 'insan' insanlarımıza…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum