içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Hayat işte!

 

Hayat işte!

Palas pandıras,

Yuvarlanıp gidiyorsun öylece...

 

Telaşlar, koşuşturmalar,

Ayrılıklar, kavuşmalar,

Kavgalar, paylaşımlar;

Hepsi gün içinde...

 

Sonra bir haber,

Akşam eve geldiğinde,

Uzaklardan gelen,

Gelip de acıyı,

Yüreğine zerk eden...

 

76 fidan,

76 can, göğe karışmış aniden.

Çıtır çıtır seslerin harmonisinde;

Can pazarı, ne diyorum size!

 

İnsan bir fidan çünkü,

Serpilince tohumları, illa ki,

İlla ki, yeşerir yeniden...

 

Ya 76 can...

 

Yeşeremeden daha,

Yeşertemeden etrafını,

Yarım kalmışlıklarla dolu,

Yitip giden,

Yanıp giden...

 

Birden...

 

Yine, yeniden...

 

Tecrübesini yapmadığın,

Ezberinde olmayan,

Bakire anlar yaşıyorsun,

Yine, yeniden, an be an...

 

Her ölüm erken ölüm!

Sözleşmesi yok ki, zaman;

Öngörülemeyen bir zaman...

 

Bu kaçıncı yürek ağrısı?

Bu kaçıncı kalp sızısı?

 

Sus, sus zihnim, isyanım!

Sağım, solum, her yanım;

Konuşma benimle. Artık,

Derin bir sessizlik zamanı...

 

Dilin lâl oluyor önce

Ve suskunluk geliyor benliğine...

 

Hızla yerleşiyor,

Yabancı olmadığı kendi yerine...

 

Kelimeler kifayetsiz artık.

Söz, anlamsız...

 

Kelam gereksiz,

İmge yetersiz...

 

21 Ocak 2025

Mersin, 21.50

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum