Baha Akıner

NUTUK’u, 15 Ekim 1927’de, bir CHP Kurultayı’nda başladı okumaya Mustafa Kemâl…

36 saat 33 dakika sürdü okuması…

Sonunda şöyle seslendi:

“Efendiler! Sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım.

Efendiler! Bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.

Gençliği yatıştırınız. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulamaya geçtiği vakit, Türk milleti yükselecektir.

Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.

Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.”

*****

Mustafa Kemal Paşa, 106 yıl önce bugün, 16 Mayıs 1919 Cuma günü, maiyetindekilerle Cuma namazını kılıp öğleden sonra İstanbul Galata Rıhtımından hareket ederek 19 Mayıs 1919 Pazartesi sabahı saat 08:00'de Tütün İskelesi'nden Samsun'a çıkacağı ve Millî Kurtuluş Mücadelesini başlatacağı gemi yolculuğunu başlattı.

*****

İtinayla ayrıştıranlar ve ayrışanlar şunu aklından çıkarmasın:

Ben yaptım, ben yapacağım demedi hiçbir zaman Mustafa Kemâl ATATÜRK...

“Biz” dedi…

“Gençlik” dedi…

“İstikbâl” dedi…

“Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır” dedi…

“İlim” dedi…

“İlke” dedi…

"Yurtta ve cihanda sulh" dedi..."

“Ulus” dedi…

“Çağdaşlık” dedi…

Gençliğe önem verdi hep…

Bizi bir yumruk gibi birleştirdi…

“Varlığım, Türk varlığına armağan olsun” dedi…

“Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” dedi…

Saygı ve minnetle...

Ne mutlu Türk’üm diyene!