içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

BİR KİTAP TAVSİYESİ!
 
 
Tam da Deniz’lerin, hani şu üç büyü(ye)meyen ölü çocukların, üç fidanın yani kıyılmasından 16 gün sonra 22 Mayıs 1972’de, Orhan Kemal Roman Armağanı Ödülü’nü kazanır Yılmaz Güney, “Boynu Bükükler” adlı eseriyle…
Tam 52 yıl önce, bu saatlerde…
Çetin Altan, Sevgi Soysal, Erdal Öz, Vedat Türkali, Hasan İzzettin Dinamo, Fakir Baykurt, Adalet Ağaoğlu, Rıfat Ilgaz, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, demir Özlü, Necati Cumalı, Oktay Akbal, Selim İleri, İnci Aral, Zülfü Livaneli, Hidayet Karakuş, Yiğit Bener, Hüsnü Arkan ve geçtiğimiz yıl bu ödülü kazanan bazı yazarlardan…
Ağasına bir Tanrı gözüyle bakan Halil adlı bir tutmanın, daha küçükken, bir kan davası yüzünden babasının bir duvar dibinde vurularak öldürülmesiyle başlayan dramını; bugüne kadar alışmadığımız öfkesiz, serinkanlı, alçakgönüllü bir gözlemci tutumuyla anlatan Yılmaz Güney yani Çirkin Kral; “Boynu Bükükler” adlı romanında, anasının Halil’i Siverek’in bir köyünden kaçırıp, Adana’nın Yenice köyüne getirmesini ve çok geçmeden onu ‘bir don, bir gömlek ve trahomlu iki gözle bırakıp’ öbür dünyaya göçmesini anlatıyor…
Halil’in kaderi, uyanıp bilinçleninceye kadar çiziliyor romanda. Kadir ağanın çiftliğinde, tutmalar arasında bir tutma olarak uzun yıllar yaşayan; yazları damda, kışları ahırda hayvanlarla birlikte yan yana yatıp kalkarak, çiftlik işlerinde çalışarak askerlik çağına ulaşmasını aktarıyor…
Romanın asıl olayları, Halil’in askerden dönüşü ile başlar ve ağa-tutma, ağa-köylü ilişkilerinin gelişimi içinde Halil’in akla karayı seçer duruma gelmesi, o toz kondurmadığı, o her şeyini borçlu olduğunu sandığı ağasından, onunla birlikte topraktan kopup; korkuları, çaresizlikleri, umutsuzlukları, kör inançları bir yana atıp kaderini kendi eliyle çizmek, çizebilmek amacıyla köyü bırakarak, hayatını kentte kurmaya karar vermesiyle sona eriyor…
*****
Yılmaz Güney bu ödül kazanan romanı için şöyle der: Dokuz yüz elli altıda, bir yazımda, "Komünizm propagandası" yaptığım gerekçesiyle -ki bu yazıdan, bir buçuk yıl ağır hapis, altı ay sürgün, ömür boyu amme haklarından yoksunluk cezalarına çarptırıldım- savcılık önüne çıkartıldım. Komünizmle ilgili, bilimsel anlamda dişe dokunur bilgim yoktu. Durumumu en açık biçimiyle savcıya anlatmaya çalıştım. Marx, Engels, Lenin ve diğer devrim ustalarının bir tek kitabını okumadan nasıl "Komünist" olunurdu. Bana dedi ki; ‘Biz sizin ne olduğunuzu, ne olacağınızı biliriz.’
“Boynu Bükük Öldüler” romanım; Nevşehir Cezaevi’nde, siyasiler koğuşunun en dip köşesinde, rutubetli bir duvara komşu bir ranzada, geceli gündüzlü on altı aylık bir çalışmamın ürünüdür. Ranzamdan hiç indirmediğim küçük bir masam vardı. Yatma zamanı gelince, ayakucuma çeker, ayaklarımı altına sokar uyurdum. Çoğunlukla, anlattığım insanları görürdüm düşlerimde, onlarla yaşardım…
Bu yazılarımı tam da Nâzım’ın aramızdan ayrılma zamanında, altmış üç haziranında sürgünden döndüğümde, bir gazetede yayınlanması olanaklarını aradım, bulamadım…
Altmış altıda, bir arkadaş basmak istedi. O günlerde ünü giderek artan bir sinema oyuncusuydum. Adım Çirkin Kral’dı. Bastıramadık… Anca Deniz’lerin kıyıldığı yetmiş ikinin mayısında başlatılan Orhan Kemal Roman Armağanı Ödülü’nde bu fırsatı bulabildim…”
*****
Bu bir tavsiye kitabıdır dostlar. Bu bir kitabın okunmasının tavsiye edildiği ‘bir kendimden özgün’ yazıdır. Görseli tektir. Piyasa yazısı değildir. Zülfü Livaneli’nin; "Kitap okumanın dünyadaki en büyük zevk olduğunu ben biliyorum. Bir tek aklım var ama okuduğum her kitaptaki insanın aklına yaslıyorum kendi aklımı. Düşünsenize tarihin en büyük romancıları, beyinleri, düşünürleri filozofları sizin arkadaşınız oluyor." dediği gibi aynı; dünyayı ve çevremizi, toplumumuzu güzelleştirme amaçlıdır…
Empati yeteneğini artıran, kelime dağarcığını an be an geliştiren, stresi azaltan hani, şöyle tertemiz kesintisiz iyi bir gece uykusuna hazırlayan, zihinsel hastalıkları önleyen, depresyon ve psikolojik anlamda hafifletmeye yardımcı olan ve en önemlisi bireyin kendini daha iyi ifade etmesini sağlayan kitaplara çıksın hep yolumuz…
Biz hep ve daima kitap ve okuma dostuyuz…
Sevgi, muhabbet ve paylaşımla…
Dostlukla…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum