Atilla Köprülüoğlu

Orhan Boran...

Türkiye'de stand-up geleneğini başlatan usta sunucuydu.

Eski Türkiye'nin(!)

eğlence ve komedi sektörünün en enerjik,

en nazik ve en şöhretli isimlerindendir.

"Orhan Boran’ın sahne ve radyo komedyenliği bir mendil, bir gözlük ve ayaklı bir mikrofondan ibaret aksesuarlarla ve fıkralardan ibarettir. "

Radyosever kuşakların ilgi gösterdiği Yuki’li programlarina -ben- de- yetiştim.

İpana Diş Macunu sponsorlu bilgi yarışmalarına da.

İstanbul Radyosu’nda 16 yıl yayınlanan “Orhan Boran ve Yuki”, Boran’ın önce kendini, ardından teybin dönüşünü hızlandırarak Yuki’yi seslendirmesiyle didişmeli bir diyalog şeklinde hayat bulurdu.

(Funda Şenol-Duvar)

****

Orhan Boran'ın

yetmişli yıllarda Milliyet Gazetesi’nde yazdığı köşe yazılarının toplandığı 1978 baskılı "Leyleğin Ömrü" başlıklı kitabını okuyorum bugünlerde .

Şenol'un kitapla ilgili şu tespitlerine de katılıyorum;

"Her bir kuşağın hafızasında yer eden, yaşadıkları dönemin ruhunu, modasını, kültürünü, alışkanlıklarını, politik atmosferini ve sosyo-ekonomik yapısını temsil eden, toplumsallaşma sürecinin önemli figürleri olan, siyasetten, sanattan, kültür endüstrisinden popüler isimlerin ve onların üretimlerinin sonraki kuşaklarca bir bir unutulmasının, önceki kuşağın hayatla aheste vedalaşması ve kolektif hafızanın giderek zayıflaması anlamına geldiğini düşünüyorum.

Fırtına gibi bir kariyer, gece hayatı ve hor kullanılmış bir bedene rağmen uzun yaşamış, birkaç kuşağı etkilemiş, neşelendirmiş, bir sahne komedyeni Orhan Boran..."

****

Erkan Yolaç...

16 Mayıs 'ta kaybetmiştik onu da.

Yıl 1961'dir

Orhan Boran ile tanıştığında Yolaç.

Onu keşfeden ve sahneye çıkaran da Orhan Boran'dır.

Rol modelidir Boran Yolaç'ın.

Aralarında Ağabey- Kardeş ilişkisi gelişmiştir zamanla.

Günlerden bir gün Boran rahatsızlanmıştır.

İlk ziyaretçisi Yolaç'tır, elinde çiçeğiyle...

Bir ara Yolaç danışır;

"Orhan Abi, İzmir 'e gidiyorum.

Ama sunucu olarak değil. Onbeş dakika sahneyi tutmam gerekiyor.

Ne yapacağım?"

Boran yanıtlar;

"Londra'da çalışırken Sunucu Michael Miles 'Saati Yen' isimli programında aralardaki boş vakti doldurmak için 'Evet-Hayır' oyununu düzenliyordu. Bunu yap!

Ve o Erkan Yolaç uzun yıllar bu oyunuyla sahnede, tv'de izleyicisine; radyoda da dinleyicisine neşeli anlar yaşattı. Onunla simgeleşti

"Evet-Hayır"...

İşin mimarı; 12 yıl önce aramızdan ayrılan

Orhan Boran'dı!

****

Bu pazar, iki mikrofon ustasını anmak istedim.

Orhan Boran ve Erkan Yolaç, o güzel atlara binip giden o güzel insanlardan ikisiydi.

Bıraktıkları izlere , renklere saygıyla...