içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SABAHATTİN ALİ 117 YAŞINDA

 

"Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince, insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım." 

(Kürk Mantolu Madonna)

 

Bu hayatta mutlu olmanın yolu beklentiyi düşük tutmaktır.

Yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin(Sabahattin Ali)

 

Baştan yazalım;

Değeri sonradan anlaşılan/bilinen Romancı Şair’imizdir Sabahattin Ali.

Herkesin kalplerine dokunmayı başarabilen bir sevgi/yazın emekçisidir

 

***

89 yıl önce yazdığı "Değirmen"; ilk öykü kitabıdır 

Sabahattin Ali’nin...

"Kuyucaklı Yusuf’’, ‘’İçimizdeki Şeytan’’,

’’Kürk Mantolu Madonna’’, 

Sırça Köşk’’, 

‘’Yeni Dünya’’, ’’Canım Aliye, Ruhum Filiz’’ de 

en çok okunan yapıtları arasındadır.

‘’Canım Aliye, Ruhum Filiz’’,  dert çemberi olduğu 

günlerde  ailesine olan bağlılığını anlatır.

O kitaptan tarihsiz bir mektubun alıntısı;

‘’Sen nasılsın ? 

Keyfin yolunda mı? 

Sevgilim, Filiz’im nasıl? Onun bir 

fotoğrafçıda hiç olmazsa vesikalık 

bir resmini çıkartıp gönder.

İkinizi de fevkalede göreceğim geldi.’’

 

***

Mektupları çok ama çok ünlüdür.

‘’Etrafın sıktığı zaman kitap oku.

Ben şimdiye kadar herşeyden çok 

kitaplarımı severdim. 

Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve 

kitapları beraber seveceğiz.

Bana en felaketli günlerimde kitaplarım 

arkadaş oldu.’’satırlarını yazmıştır eşine örneğin.

‘’Beni en güzel günümde sebepsiz bir keder 

alır’’ sözleriyle başlayan ‘’Melankoli’’yi 

Nahid Fıratlı yazmıştır.

Sabahattin Ali’nin mektuplarının açık arttırma 

ile satışı gazetelere haber olmuştur.

 

***

Her biri Sabahattin Ali şiiri olan popüler şarkılardan da söz edelim.

‘’Leylim Ley’’..

Zülfü Livaneli bestesidir ve marş gibi dillerdedir günümüzde;

’’Yedi yıldır uğramadım yurduma/ Dert ortağı aramadım 

derdime/ Geleceksen bir gün düşüp ardıma/ Kula değil yüreğine sor beni’’

‘’Aldırma Gönül’’..

Edip Akbayram dahil birçok 

ünlünün seslendirdiği Kerem Güney bestesidir;

‘’Başın öne eğilmesin/Aldırma gönül aldırma/

Ağladığın duyulmasın/Aldırma gönül aldırma’’

Dizilere de isim olan; 

‘’Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’’…

‘’Yıl 1341 nefsime uydum

Sebep oldu şeytan bir cana kıydım

Katil defterine adını koydum

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

Sen üzülme anam benim dertlerim çoktur

Çektiğim çilenin hesabı yoktur

Yiğitlik yolunda üstüme yoktur

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz’’

Ahmet Kaya’nın ünlendirdiği ‘’Geçmiyor Günler’’..

‘’Burda çiçekler açmıyor/ Kuşlar süzülüp  uçmuyor/ 

Yıldızlar ışık saçmıyor/ Geçmiyor günler geçmiyor’’

Volkan Konak’ın yorumladığı ‘’Göklerde Kartal Gibiydim’’

Hani ‘’Göklerde kartal gibiydim/ Kanatlarımdan 

vuruldum/ Mor Çiçekli dal gibiydim/

Bahar vaktinde kırıldım’’ dizeleriyle başlayan…

‘’Çocuklar Gibi’’, Nükhet Duru’nun tanıttığı 

‘’Ben Sana Vurgunum’’,’’Benim Meskenim Dağlar’’ da bilinen sevilen diğer şiir ve şarkılardır.

 

***

41 yıllık yaşamına çok sayıda şiir öykü sığdırandır Sabahattin Ali.

‘’Toplumcu gerçekçi’’ akımının bir üyesi olarak ‘’edebiyat büyüğüdür’’ o!

Bu nedenle de zindana atılmış, çok da işsiz kalmıştır.

Edebiyat dergileri, ’'Dünya Şairimiz’’ Nâzım Hikmet'in,

Sabahattin Ali’yi daha çok erken bir tarihte, 

yazarın ilk romanı olan “İçimizdeki Şeytan” ile 

toplumcu gerçekçiliğin roman alanındaki -en yetkin temsilcisi-

ilan ettiğini yazar.

Yazar Mahmut Üstün; “Sevgi” kavramının 

Sabahattin Ali’nin edebi kişiliğinin 

şekillenmesinde olduğu kadar elbette ve kaçınılmaz olarak siyasal kişiliğinin şekillenmesinde de kilit bir role sahip olduğunu, döneminin pek çok aydın ve siyasal kişisi gibi onun da ilk önce vatanın düşman çizmesi altında inlemesinin kederi ve özgür ve bağımsız bir vatan özleminin çekiciliği ile vatanseverlik bayrağının altında yeralmışlığından söz eder.

 

***

Sürekli polis takibine alışmıştır da Sabahattin Ali.

Bu gülümseten anektod

Hıfzı Topuz’un ‘’Eski Dostlar’’ kitabındandır;

‘’Sabahattin Ali, öğretmenlik yaptığı günlerde 

bir İstanbul dönüşü Aydın’da istasyonda trenden iner.

Bir bakar ki yine sivil polis takibinde.

Elinde iki valiz vardır, havada sıcak mı sıcaktır.

Aniden durur, peşinden gelen polise ‘nasıl olsa 

eve kadar geleceksin,şu valizin birini de sen taşıyıver.’

Polis memuru önce  şaşırır, ardından ‘’Peki. İnsanlık öldü mü’’ yanıtını verir.

İkisinin de elinde birer valiz -iki eski dost gibi-

ahbaplık ede ede eve kadar giderler!’’

 

****

"Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel ya da kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için 'en' değilim, 'daha' değilim. Bu devasa iddiasızlığın verdiği özgürlüğün hastasıyım..."der hep...

 

***

Ölümü oldukça dramatiktir Sabahattin Ali’nin.

Üzerindeki faşist baskı ve tehditlere, ekonomik 

kuşatmaya dayanamamış

yurt dışına kaçmaya karar vermiştir.

Yolda, kendisine şoförlük yapan, 

daha sonra hakkında MİT’çi olduğu öne sürülen

kişi tarafından Kırklareli’de vahşice katledilmiştir. 

Cesedi aylar sonra tanınamaz bir halde bulunmuştur.

Tarih 2 Nisan 1948’dir.

Mezarı belli değildir.

76 yıldır kayıptır Sabahattin Ali.

 

***

Sabahattin Ali bugün tam da 117 yaşında.

Onu şu sözleriyle ‘’sevgi ve özlemle’’ analım;

‘’İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır.’'

 

****

O,

“satın alınamayan” şeyleri severdi;

Deniz gibi, gökyüzü gibi, sevgi gibi..,

Herşeyin “satılık” olduğu bu dünyadan Sabahattin Ali geçti...

 

****

Yazının finali de onun en sevdiğim sözlerinden biri olsun;

"Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim."

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum