içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Teşekkür Ederim !

 

Küçük yaşlarda fark ettim hayatın değerini.

Zamanı iyi kullanmayı öğrendim.

Gün geçtikçe yorulmamayı öğrendim.

Yaşarken çok uçlarda gezinmekten hep keyif aldım.

Azı sevmem ben ,çok severim,çok büyük yaşarım her duyguyu.

Coşkunun da hakkını verdim,hüznün de damarlarımda aktığını hissettim.

Çok şımartılarak büyütüldüm.

Acınacak, acındıracak hiç bir hikayem olmadı benim.

Ben beni oluştururken şımaracak bir ruha sahip olamadım.

Küçük yaşlar da merhamet, empatiyi, tevazu, nezaketi öğrenmişti yüreğim.

Asla yüksek egolu biri olmadım.

Ne kadar başarı elde etsem, süslü cümleler duysa da kulaklarım, bu süslü sözlere aldanmadım .

Kendime‘’hiç birşey değilsin‘’ diye hep telkinde bulundum.

Her acıyı, her duyguyu, her insanı fark ederek hissederek yaşamayı kendime görev edindim.

Ben bu ömrümde çok fazla mutlu oldum.

Bir o kadar da acı, keder, göz yaşı….

Sevinci acısına denk gelen bir hayat yaşadım.

Düğün ve cenaze gibi…

Siyah ve beyaz gibi….

Gece ve gündüz gibi…

Varlık ve yoksulluk gibi….

Biri olmadan diğerinin hiçbir anlam taşımaması gibi…

Yaşadığım her acı, her sevinç kadar değerliydi.

Şu kısacık ömrümde öyle çok fırtınaya yakalanmışım ki meğer.

İçimdeki karabulutları dağıtmak İçin öylesine boğuşmuşum ki.

Sabah olması İçin dua ettiğim o kadar çok gece yaşamışım ki.

O kadar çok yürek kırgınlığı, aldanma, aldatılma, yanılma yaşamışım ki.

Duygu sarhoşlukları ve bocalamalar ile geçip gitmiş zaman.

Kendimi bulutların üstünde hissettiğim ne büyük mutluluklar da yaşamışım.

Ne büyük zaferler kazanmışım fark etmeden ne çok insan tanımış ve sevmiş çoğalmışım.

Kin, nefret, öfke, kıskançlık gibi kötü duygulara kapılmadım çocuk oldukça unuttum kötü duyguları!

Manen zenginleşmeye adadım ömrümü..

Gülümsetebildiğim insanlar, yeşertebildiğim bir fidan,karnını doyurduğum bir can …

Kim olmak, ne olmak istediğimi bilerek erdemli bir hayat sürdüm.

Öğrendikçe ne çok şey bilmediğimi fark ediyorum.Ömür boyu öğreneceğim..,

Doğmak ve doğum aslında ne basit şeydir, aynı son nefesi vermek kadar yalın ve basit.

Ona kocaman anlamlar yüklemek biz zavallı mahlukların egolarının eseri.

Böceklerden ve başka canlılardan yok ki insanın farkı aslında.

Hayat çok kısa, ömür dediğin minicik bir zaman dilimi!

Bir baktım annemin bereketli memelerinde huzurla süt içiyorum.

Bir baktım babamın güçlü omuzlarında elimde balonla alemi seyrediyorum.

Bir baktım okul, öğretmenler, eğitmenler öğreniyorum.

Bir baktım öğrendiklerimi paylaşıyorum, çalışıyorum, kazanıyorum.

Bir baktım eller havada dostlar yanımda dans ediyorum.

Bir baktım o da baktı, ilk öpüşme ile titriyorum.

Bir baktım parmağımda bir yüzük evleniyorum.

Bir baktım ilk heyecan hazır değilim anne oluyorum.

Bir baktım iki evlat yanı başımda onlar için endişe duyuyor, hayaller kuruyorum.

Bir baktım hüzünle, neşeyle karma karışık oluyorum.

Bir baktım birkaç dostu dört kollu üzerine son yolculuğuna uğurluyorum.

Bir baktım ki vakit tamam sıramı bende bekliyorum.

Bu kadar ömür dediğimiz şey ve biz hepimiz bunu yaşıyoruz!

Ben bu kadarcık hayatım da;

Hic bir insani ayırmadım, seçmedim, değiştirmeye çalışmadan oldugu gibi kabul ettim.

Sonucunda üzeleceğimi bilsemde kırmadım, üzmedim, incitmedim.

Hiçbir kimseden hiçbir şey beklemedim .

Düştüğümde tekrar ayağa kalkıp yola devam ettim.

Kimseden şevkat, merhamet beklemedim.

Kimdir? ..nedir?..diye hiç sorgulamadım.

Kimsenin geçmişiyle de işim olmadı benim.

İnsanlarımı gelecekle tanıdım ben !

Benimle başladığı andan itibaren açılır o kişinin kimliği ve sayfası..

Kendi geçmişim dışında hiç bir kimsenin geçmişini kurcalamam, anlatmak isteyeni dinlerim yargılamam.

Makam mevki de boş şeyler itibar etmem.

Yükselirken çok küçülen insana tanık oldu bu gözlerim.

Yaşın da önemi yoktur benim için.

On yaş da bir, doksan yaş da bir dost olmam İçin.

Ruhumla ruh seçerim, rakamlarla da işim olmaz benim.

Saygı ve sevgi ise kişiliğine bağlıdır insanın, boş yere hürmet etmem.

Çıkmak istediğim de de sessizce giderim.

Alırken eksiltmeyen, verirken çoğaltmayan yürekleri severim.

Ederi kadarını yaşamak gerek verirken ve alırken.

Her insanı öyle sevmeli kabul etmeli, ederi kadar severim ve değer veririm.

Maddiyatı da sevmem, değer vermem.

Kendimi de hiç öyle özel önemli hissetmem.

Hiç olgun, zeki, güzel de görmem.

Eğlenirim çoğu zaman kendimle.

Tüm uğraşım kendimledir.

Sevdamda, kavgamda, davamda banadır.

İnsanları iyilik ve kötülüklerine göre ayırırım.

Milliyet,din, dilin, cinsiyetin de onemi yok bana hiç bir insanın da bu nedenlere dayalı olarak; diger insanlardan üsttünlüğü asla olmadı benim yüreğimde.

Doğruluğu, dürüstlüğü, mertliği, vicdanı, nezaketi sevdim insanlarımda.

Kimseye gönül yükü vermedim.

Vicdanım hep rahat yaşadım bu nedenle kendimle gurur duydum, vaktinde ayrıldım, vaktinde barıştım.

Öğrendikçe, aydınlandıkça zenginleştim.

Gülümsememi dudaklarımdan asla silmedim.

Üretebildiğim kadar varım.

Yetebildiğim kadar insan sevdim.

Yardım edebildiğim kadar cana dokundum.

Yoruldukça kendimle çok daha gurur duydum.

Kahkahalarımı hiçbir zaman dindirmedim.

Acıdıkça, kanadıkça yüreğim gittikçe güzelleştim.

Yüzümün ifadesi değişti, bakışlarıma hislerimden bambaşka bir ifade yerleşti.

Bedenim, başım bu özgüven ve gururla dimdik durmayı öğrendi.

Yaşlanamadım aslında koşturmaktan ben.

Büyüyemedim zamanla kavgam var benim.

Yolun başındayım henüz.

Ne kadar yaşayacağımın da hiçbir önemi yok.

Kaç yaşımda olduğumun da önemi yok.

Her sabah aynaya baktığımda 15’lik bir çıtır bana gülümseyerek gururla göz kırpıyor.

Neler başarabileceğim, neler yapmak istediklerim, hayallerimle ben 200 yaşımı hedefliyor gibiyim.

Kaç insana dokunmuş olmam, kaç kişinin yüreğinde yer ettiğim, kaç kişi için ne ifade ettiğim çok değerli bana.

İnsana aşığım, insan sevgim ben çocuk oldukça büyüyor yüreğimde.

Yüreğinin kapısını bana açan insanlar olduğu müddetçe yanlızlıkta benden uzak dursun. Çok guzel bir Romanın kahramanı gibiyim.

Hepimiz kendi hayatlarımızın kahramanıyız.

Bu hayat benim seçimim ve yazarı da benim.

Benim bu hayatta

ilk sayfamın yazıldığı gün 14 Ocak!

Sevgi arsızı yüreğime canveren güzel dilekleriniz ve temennileriniz, tatlı sözlerinizle beni ihya ettiniz!

Doslarım, sevdiklerim, sevenlerim, akrabalarım, tanıdık tanımadık; bu güzel evrende benimle bağlantıya geçmiş her yürek varlığınıza binlerce şükürler olsun!

Zamanlarınızdan çalarak bana kutlamalar İçin ayırdığınız vakit için çok teşekkür ederim.

Bir kusurum olduysa bilmeden, istemeden affola!

Ben kendimi öpüp kutladım az önce iki omuz başımdan!

Ve dedim ki

Kendine bir bak kız!

Bu kadar genç olduğun için utanmıyor musun?

Üstelik Senin yaşında!

Ben iyi ki doğmuşum ve iyi ki çok insan sevmişim ve tanımışım.

İyi ki varsınız

Hepinizi çok seviyorum

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum